Soru:
Eğer pozitif ya da negatif diye bir şey yoksa,kendimizi geliştirmek, yardımsever olmak,
erdemli davranışlara yönelmek neden önemli olsun ki?
Cevap:
Negatif ya da pozitif diye bir ayrım kalmadığında, yani zihinsel yargıların ötesine geçildiğinde, hâlâ "neden yardımsever olayım, neden kendimi geliştireyim?" gibi sorular beliriyor olabilir. Çünkü bilinç, önce gördüğü her şeyi tutunarak tanımaya çalışır. Kendini, sahip olduklarıyla; iyilikle, erdemle, çabayla tanımlar. Ama bu da bir aşamadır.
Olgunlaştıkça fark etmeye başlarsın:
"Ben" diye bildiğin şeyin aslında sabit bir merkezi yoktur.
Tanımladığın her kimlik geçici, her tutunduğun kavram gölgede bir yansımadır.
Ve işte tam burada, özgürlük başlar.
Artık hayatı, bir şey olmak ya da bir şeye ulaşmak için yaşamazsın.
Hayatın kendisinin bir mucize olduğunu fark edersin.
Bir çiçek yaprağında, bir kelebeğin kanadında, bir insanın gözlerinde —
Sonsuz olanın her an tezahür ettiğini görürsün.
Kendini geliştirmen artık bir zorunluluk ya da görev değildir.
Bu, varlığının doğasında açığa çıkan bir neşedir.
Yardımseverlik, erdem ya da sevgi…
Artık bunlar bir hedef değil, senin hakikatinden süzülen bir akıştır.
Özdeşleşmeden ama bütünüyle içinde olarak,
Bilinenin ötesinde akan o yaşamı seyredersin.
Ve bu seyir, senin hakikatindir.
Sonsuz olanın, sonsuzluğu yaşamasıdır.
Ben şimdi sadece hissettiğimi dile getirdim…
Yorumlar