Ana içeriğe atla

Kayıtlar

SEVGİ ARTI FARKINDALIK EŞİTTİR VARLIK

                         SEVGİ ARTI FARKINDALIK EŞİTTİR VARLIK Sevgi manevi gelişim için bir zorunluluktur. Ve buna ilaveten sevgi bir ayna gibi işlev görür. Seni seven bir insanın gözlerinde kendi yüzüne bakmadığın sürece kim olduğunu bilmen çok zordur. Tıpkı fiziksel yüzünü görmek için aynaya bakmak zorunda olduğun gibi, manevi yüzünü görmek için de sevgi aynasına bakmak zorundasın. Sevgi manevi bir aynadır. O seni besler, seni bütünler, seni içsel yolculuğa hazır hale sokar, sana hakiki yüzünü hatırlatır. Derin sevgi anlarında yansımalar halinde geliyor bile olsa hakiki yüzün anlık görüntüleri vardır. Tıpkı bir dolunay gecesi Ay'ın gölde, dingin bir gölde yansımasını görmen gibi, aynı şekilde sevgi de bir göl gibi işlev görür. Gölde yansıyan Ay gerçek Ay'ı arayışın başlangıcıdır. Gölde yansıyan Ay'ı hiç görmemiş olsaydın hakiki Ayı hiç aramayabilirdin. T...

CAHİLLİKTEN MASUMİYETE

CAHİLLİKTEN MASUMİYETE Olgunluk bir fark dışında masumiyetle aynı anlama gelir: O, geri çağırılmış, yeniden ele geçirilmiş masumiyettir. Her çocuk masum doğar ama her toplum onu bozar. Bugüne kadar tüm toplumlar, tüm çocuklar üzerinde bozucu bir etki yaratmıştır. Tüm kültürler çocuğun masumiyetini sömürme, çocuğu sömürme, onu köleleştirme; politik, toplumsal, ideolojik hedefleri için kendi amaçları doğrultusunda onu koşullandırma üzerine kurulmuştur. Onların tüm gayreti çocuğu bazı amaçlar için bir köle olarak nasıl kullanacakları üzerinedir. Bu amaçlar menfaatler tarafından belirlenir. Din adamları ve politikacılar derin bir komplo içerisinde, birlikte çalışmaktalar. Çocuk toplumunun bir parçası olmaya başladığı anda son derece değerli bir şeyi yitirmeye başlar; Tanrı ile temasını kaybetmeye başlar. Giderek daha fazla kafasında takılmaya başlar. Ve varlığa giden köprü ise kalptir. Kalp olmadan kendi varlığına ulaşamazsın; bu imkânsızdır. Kafadan varlığa giden doğrudan bi...

İYİ OLMAYA ÇALIŞMAYA BİR SON VER

                               İYİ OLMAYA ÇALIŞMAYA BİR SON VER Tek günah farkında olmamaktır ve tek erdemse farkında olmaktır. Bilinçsiz olmadan yapılamayacak olan şey günahtır. Yalnızca bilinçli olarak yapılabilecek olan şey ise erdemdir. Farkında olduğun zaman birini öldürmen olanaksızdır; eğer farkındaysan şiddet kullanman mümkün değildir. Tecavüz etmek, çalmak, eziyet etmek; bunlar farkındalık varken olanaksız olan şeylerdir. Yalnızca farkında olmamak üstün geldiğinde, farkında olmamanın karanlığının içinde kaldığında her türden düşman senin içine girebilir. Buda şöyle demiştir: Eğer bir evin içinde ışık varsa hırsızlar ondan kaçınır ve eğer bekçi uyanıksa hırsızlar hiç denemeye bile kalkmazlar. Ve şayet insanlar içeride yürüyor, konuşuyorlarsa ve henüz uykuya dalmamışlarsa hırsızların içeriye girmeleri ve hatta onu düşünme...

BİRÇOK HASTALIK, TEK BİR REÇETE

Kızmamaya çalıştın, pek çok kereler bu kararı aldın ama hâlâ oluyor. Hırslı olmamaya çalıştın ama tekrar tekrar aynı tuzağa düştün. Kendini değiştirecek tüm şeyleri denedin ama hiçbir şeyin olacağı yok gibi. Hep aynı kalıyorsun. Ve ben burada diyorum ki basit bir anahtarı var; farkındalık. Buna inanamazsın. Nasıl olur da yalnızca farkındalık, başka pek çok şeyin bir yararı yokken yardım edebilir? Anahtarlar her zaman için çok küçüktür; anahtarlar büyük şeyler değildir. Küçücük bir anahtar çok büyük bir kilidi açabilir. İnsanlar Buda'ya: "Kızmamak için ne yapmalıyız veya hırslı olmamak için ne yapmalıyız veya seks ya da yemek konusunda takıntılı olmamak için ne yapmalıyız?" diye sorduklarında, onun cevabı her zaman aynıydı: Farkında olun. Hayatınıza farkındalığı getirin. Müridi Ananda tekrar ve tekrar her türden insanı dinleyince —farklı sorunlar ama doktorun reçetesi aynı kalıyor— kafası karışır. Der ki: Sizin sorununuz ne? Farklı farklı hastalıklarl...

ISTIRABIN KÖKENLERİ

ISTIRABIN KÖKENLERİ Sefalet bir bilinçsizlik halidir. Sefil durumdayız çünkü ne yaptığımızın, ne düşündüğümüzün, ne hissettiğimizin farkında değiliz; bu yüzden her an kendimizle çatışma halindeyiz. Eylem bir yönde giderken düşünce diğerinde gider, hisler ise bambaşka bir yere. Sürekli bölünüyoruz ve giderek daha çok parçalara ayrılıyoruz. Sefalet budur; bütünlüğümüzü, birlikteliğimizi yitiriyoruz. Tamamıyla merkezsiz kalıyoruz; sadece çeper. Ve doğal olarak da ahenksiz bir hayat perişan bir hal alacak, trajik olacak, bir şekilde taşınması gereken bir yük haline gelecek, ıstırap dolu olacak. En iyi ihtimalle kişi bu ıstırabı daha az sancılı yapabilir. Ve bin bir çeşit ağrı kesici mevcuttur. Yalnızca uyuşturucular ve alkol değil; sözde dinler de afyon olarak işlev görmüştür. İnsanları uyuşturur. Ve doğaldır ki tüm dinler uyuşturuculara karşıdır çünkü bizzat kendileri bu pazarda mal satıyor; onlar rakiplerine karşı çıkıyor. İnsanlar afyon kullanırsa dindar olmayabilirler; d...