Her söz, sahibinin kalbinden bir iz taşır. “Ben bir yolcuyum. Bu güfte, benim bahçemden bir koku. Sizinki farklı kokabilir.” Bu güfte, bir gönül bahçesinden, Hakikat’in kokusuna doğru yürüyen bilincin adımlarını anlatır. Her gül bir farkındalık, her rüzgâr bir nefes, her “ten” bir tecellidir. İnsan, sevdikçe birliğe yaklaşır; ayrılık sanrısı, ilâhî kokunun içinde erir. Yârimin Bahçesi / Açılmış gülleri, / Kokusun sarar canım tenleri. Burada “Yâr” ilâhî sevgili — yani hakikatin kendisi. “Bahçe”, insanın iç âlemi; gönül bahçesi. “Güller” ise bu bahçede açan farkındalık çiçekleri, kalbin idrakleri. “Canım tenleri” ifadesiyle, artık ilâhî kokunun — yani varlığın özündeki nurun — maddeye, bedene, duyulara sinmesini anlatıyor. Yani bilinç, maddeyi reddetmiyor; onda tecelliyi kokluyor. Güllerin kokar, / Rüzgârın eser, / Kokusun sarar nazlı tenleri. Burada “rüzgâr”, Ruh’un nefesidir. İlâhî nefestir (Nefes-i Rahmânî). Rüzgâr eser, gül kokar — yani varlı...
Meraklı zihinler için bir buluşma noktası... Her yazımda düşündüren, ilham veren içeriklerle içsel bir yolculuğa çıkıyoruz. Hoş geldiniz.