Bu hayat yolculuğumuzda, farklılıkların iç ve dış bütün kavramlarının manasını, idrakim ölçüsünde hissettiklerimi paylaşmayı seviyorum. Sessizliği soruyorlar; sessizliği ne kadar anlatsam ses olur… Ancak susarak deneyimleyebilirsin. Bütün anlamlar, kavramlar sadece işarettir. İşaretleri takip edip bilmeklikten olmaklığa bilinç geçince hakikat sezilir. İnce bir çizgi… Kavranmazsa bir kâinat kadar uzaktır. Benler, senler… Perdede yansıyan ışıklar. Bardak dolmadan taşmaz, kırılmadan aşmaz. Okyanusu bir bardakta tutamazsın. Varoluş birimsel görünse de bütünsel akar; mikrodan makroya ayıramazsın, bölemezsin. Okulda öğrettiler: “Oğlum bu bir, bu iki...” diye. Sonra az dikkat ettim, bütün rakamlar birmiş ve birden başka sayı yokmuş. Basitmiş ama kimse söylememiş. “2” diye bir kavram yokmuş; 1+1’miş. “3” hiç yokmuş, “4”ü sen sorma… Hepsi birmiş; kâinat bu bir’in dansıymış. Kimse söylememiş. Dün gece rüyamda gördüm ben. Ay sustu, yıldız sustu. Kalbime söyledim ben adını; Gül sustu, rüz...
Meraklı zihinler için bir buluşma noktası... Her yazımda düşündüren, ilham veren içeriklerle içsel bir yolculuğa çıkıyoruz. Hoş geldiniz.