Bu hayat yolculuğumuzda, farklılıkların iç ve dış bütün kavramlarının manasını, idrakim ölçüsünde hissettiklerimi paylaşmayı seviyorum. Sessizliği soruyorlar; sessizliği ne kadar anlatsam ses olur… Ancak susarak deneyimleyebilirsin. Bütün anlamlar, kavramlar sadece işarettir. İşaretleri takip edip bilmeklikten olmaklığa bilinç geçince hakikat sezilir.
İnce bir çizgi… Kavranmazsa bir kâinat kadar uzaktır. Benler, senler… Perdede yansıyan ışıklar. Bardak dolmadan taşmaz, kırılmadan aşmaz. Okyanusu bir bardakta tutamazsın. Varoluş birimsel görünse de bütünsel akar; mikrodan makroya ayıramazsın, bölemezsin.
Okulda öğrettiler: “Oğlum bu bir, bu iki...” diye. Sonra az dikkat ettim, bütün rakamlar birmiş ve birden başka sayı yokmuş. Basitmiş ama kimse söylememiş. “2” diye bir kavram yokmuş; 1+1’miş. “3” hiç yokmuş, “4”ü sen sorma… Hepsi birmiş; kâinat bu bir’in dansıymış. Kimse söylememiş.
Dün gece rüyamda gördüm ben.
Ay sustu, yıldız sustu.
Kalbime söyledim ben adını;
Gül sustu, rüzgâr sustu.
Yalnız adın kaldı,
Bir de sessizliğim.
Söyledim;
Can sustu,
Ruhum sustu.
Lapa lapa yağsın,
Bembeyaz yağsın.
Yağsın yağsın,
Durmadan yağsın.
Gel, dokun kalbime;
Susmasın.
Gel, dokun,
Vursun,
Susmasın…
Yağsın.
Sensiz dünya yarım,
Aşkınla dolsun,
Lapa lapa yağsın.
Ah kalbim, ah...
Söyledim;
Ay sustu,
Gece sustu.
Gel, dokun susmuş kalbime;
Susamış aşkına.
Susmuş geceler
Uyansın.
Yağsın yağsın,
Durmadan yağsın.
Gel, dokun kalbime;
Susmasın.
Seninle dolsun
Aşkınla.
Aşkın yağsın.
Lapa lapa yağsın,
Bembeyaz yağsın.
Yağsın yağsın,
Durmasın yağsın.
Murat Bey’e ithafen…
Dün akşam Telegram grubumuzda kısa bir sohbet ettik. Bana özelden “Bir selamlaşmak isterim” diye yazdı. O anda kalbimden dökülenler bu satırlara dönüştü.
https://www.youtube.com/watch?v=ukqnCQNa0so
Yorumlar