Bilgilendirecek bir şeyim yok, Aradım! Bulduğum yine yanlızlığım...
Her an yenilenen bir sistem varken, dünde kalan düşüncelerle yaşamak; kendi sıkışmış çemberimizin içinde, bilimle ve ilimle, çemberimizi kırabiliriz.
Bizim olan benliğimize doğru seyre başlarız. Yüzeriz okyanusları, derinliklerine doğru; kâh bir yunus olur, çırpınır, kuş oluruz.
Şartlanmış bilincimiz parçalanır, toz oluruz. Toz yetmez, tozun içinde okyanus oluruz.
Siyahın üzerinde beyaz, mercanın içinde inci, sevenin kalbinde aşk, güllerin içinde koku... olmak yetmez, yook oluruz.
Kaybolur, gözlerden ırak oluruz.
Olmanın sevinci, yokluğun hüznü, annenin sevgisi, çocuğun ışığı, fakirliğin suskunluğu, güzelliğin sarhoşu...
Yeniden dönmek, yeniden doğmak, yeniden yenilenmek...
Seyretmenin zevki, yanlızlığın suskunluğu, olmaktan ve olmamaktan uzak.
Gönlünde ne varsa bırak, temiz bir kalp, yalın bir ayak...
Ve sonsuzluğa yenilenerek yürümek...
**Yorum:**
Bu metin, yaşamın derinliklerini ve insan ruhunun dönüşüm yolculuğunu şiirsel bir dille anlatıyor. Yazar, "yenilenme" kavramını merkeze alarak, yalnızlığın bile bir dönüşüm aracı olabileceğini vurguluyor. Dünün düşüncelerine sıkışıp kalmak yerine, bilim ve ilim ışığında çemberimizi kırmanın mümkün olduğunu hatırlatıyor. Okyanuslara dalarken yunus veya kuş gibi özgürleşmek, şartlanmış bilincimizi parçalamak ve tozun içinde bile okyanus olabilmek... Tüm bunlar, bireysel farkındalığın ve içsel yolculuğun sembolleridir.
Metin, varoluşun en temel ikilemlerini—olmak ile yok olmak, sevinç ile hüzün, yalnızlık ile seyretmek—bir araya getirerek, hayatın akışkan doğasını yansıtıyor. En güçlü mesaj ise şudur: Gönlümüzdeki yükleri bırakarak, temiz bir kalple ve yalın adımlarla sonsuzluğa doğru yenilenmek... Bu, her insanın kendi içinde bulabileceği bir gerçekliktir.
---
Yorumlar