Ana içeriğe atla

Subhanallah: Bir Kelimenin İzinden

 Subhanallah: Kusur Bulamamanın Adıdır

Kimi kelimeler vardır, yalnızca sesleriyle değil, taşıdıkları mana ile insanı durdurur. “Subhanallah” işte böyle bir kelimedir. Duyan susar, söyleyen hayretle eğilir. Bu kelime öyle bir yüceliğe işaret eder ki, söze yer bırakmaz. Aklı susturur, gönlü konuşturur.

Kelimenin Köküne İnmek

“Subhanallah”, Arapça kökenli bir ifadedir.
"Sebh" kökünden gelir — yüzmek, akmak, uzaklaşmak anlamlarına gelir. Buradaki uzaklık, bir mekân uzaklığı değil; her türlü eksiklikten, kusurdan uzak oluş anlamındadır.
Bu yönüyle “Subhanallah”, “Allah eksiklikten münezzehtir, O’nun işleyişinde hata yoktur” demektir.

Yani aslında bu kelime, Allah’a methiyeden çok insanın kendi sınırını fark etmesi, kendi ölçülerinin yetersizliğini kabul etmesi anlamına gelir.

Matematik Susar, Kalp Söyler

Bir an düşün. Dünya üzerinde şu an yaklaşık sekiz milyar insan var. Ve bir olay gerçekleşti diyelim — ister savaş olsun, ister selamet, ister bir iyilik hareketi… Bu olayın sonucu, sekiz milyarın tamamını bir şekilde etkilesin. Hepsi, ayrı ayrı, eksiksiz, adilce ve şefkatle nasibini alsın.

İşte burada insanın aklı durur. Çünkü bizim bildiğimiz sistemler, bunu açıklayamaz. Eşitlik formülleri, dağılım oranları, zaman-mekân sınırları yetersiz kalır. Her zaman biri daha az almış gibi görünür. Biri “neden ben” diye sorar.

Fakat sonra bir şey olur:
Bir bebek doğar.
Bir kalp yumuşar.
Bir kurumuş toprak canlanır.

Ve insan, kendi dar aklının ötesine geçmeye başlar.
Orada artık söylenecek tek kelime kalır:
“Subhanallah.”
Senin işleyişin bizimkine benzemez. Sen bizim adaletimizle hükmetmezsin. Senin rahmetin sayılarla açıklanmaz.

Kur’an’da Subhanallah

Kur’an’da bu kelime birçok yerde geçer.
Çoğu zaman hayret verici olaylar anlatılır, ardından bu kelime gelir:
Göğün katman katman yaratılışı,
Gecenin gündüze karışması,
Ölümden dirilişin mümkünlüğü…

Ve şöyle denir:

“Gözünü çevir de bak, bir bozukluk görebilir misin?
Sonra gözünü tekrar tekrar çevir; göz (kusur bulamamaktan) bitkin ve yorgun sana döner.”
(Mülk Suresi, 67:3-4)

Bu ayetin ardından “Subhanallah” kelimesi gelmese bile, kalpten dökülür.
Çünkü hayret, yerini teslimiyete bırakır.
Ve insan şunu anlar:

Kusur yok…
Ama görememek var.
Subhanallah.

Bir Hayretle Yaşamak

“Subhanallah” demek bir zikir değildir yalnızca.
Bir duruştur.
Kusur arayan gözden, hikmet gören kalbe geçiştir.
Teslimiyetin, tevekkülün, hayretin ve aşkın kelimesidir.

Bazen güneşe bakarken,
bazen bir çocuğun gözlerine,
bazen bir imtihanın tam ortasında söylenir:


Ben anlamam belki…
Ama Sen bilirsin.
Ve bu bana yeter.

“Subhanallah.”


Subhanallah: Gündelik Hayatta Bir Durak

“Subhanallah” demek, sadece büyük mucizeler karşısında duyulan hayretin bir ifadesi değildir. Bazen, en sıradan görünen anlarda bile yankılanır. Bir yağmur damlasının toprağa düşüşündeki ahenk, bir tohumun çatlayıp filizlenişindeki kusursuzluk, bir bebeğin ilk nefesindeki o eşsiz başlangıç... Her birinde, insan aklının ötesinde bir düzen, bir güzellik ve bir rahmet kendini gösterir.

Bu kelimeyi, bir anlık duruş ve farkındalık olarak düşünebiliriz. Koşturmacanın, planların, beklentilerin ve bazen de hayal kırıklıklarının içinde, aniden gelen bir huzur dalgası gibi. Bir işin tam da düğümlendiği yerde beklenmedik bir çıkış yolu bulduğunuzda, yıllardır küs olduğunuz biriyle aniden barıştığınızda, ya da sadece sabaha uyanıp güneşin doğuşunu izlediğinizde... İşte o anlarda, kalpte beliren şükürle karışık o hayret hissi, aslında dilin "Subhanallah" fısıltısıdır.

Bu, bir nevi 'an'ı yakalama' sanatıdır. Çevremizdeki sayısız detayı, alışkanlık perdesinin arkasından fark etme çabasıdır. Her gün gördüğümüz şeylerdeki muhteşemliği yeniden keşfetmektir. Çünkü asıl kusur, mükemmeli göremeyen gözde değil midir? Ve bu farkındalık, bizi sadece teslimiyete değil, aynı zamanda hayata karşı daha derin bir minnet duygusuna da götürür. Subhanallah demek, hayatın her anında gizli olan o sınırsız mucizeye bir selam vermektir.

 





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AMAK-I HAYAL

Amak-ı Hayâl Yorumlu Özeti (1) Bölüm ..Kemal Gökdoğan SUNU: Kendi döneminin bilim, felsefe ve tasavvuf düzeyinin çok üstünde olan bu değerli eserin daha kolay okunup anlaşılması için farklı bir adaptasyon çalışması yaptık.Satırlarda, paragraflarda ve sayfada anlatılan her fikri açarak özetledik. Zamanınızdan tasarruf edebilmeniz amacıyla, edebi tasvirleri anlamı eksiltmeyecek şekilde ya özetledik ya da çıkardık. Tasavvufçuların anlatım tekniğinde bir harf, bir kelime, bir cümle veya bir kavram ile başlı başına bir kitap teşkil edecek kadar bir konuya kısaca işaret etmek özelliği vardır..Meselâ:Aynalı Baba’nın başına taktığı külah üzerindeki yapışık ayna parçaları;insanın Kâinatın merkezi olduğuna, tüm esmâ ve sıfatları beyninde cem edebileceğine,sonsuz ve sınırsız boyutların her birisinin beynimize iz düşümü olduğuna işaret vardır. Ayna ve teneke parçalarının parlaması, ışığı yansıtması mecazında insan bilincinin (nokta’nın ya da B’nin) holografik bir açılımla sonsuz sınırsız boyutla...

M.S. 2150 Thea Alexander - 1. Bölüm

Dün gece bir başka zamanda - bir başka yerde - bir başka bedende uyandım! Tatlı mavi bir gökyüzünün altında, küçücük bir çimenliğin ortasında yatıyordum. Çıplak bedenim ürperiyordu. Ne hoş bir özgürlük! Ayağa sıçradım, koşuyordum, hiç yorgunluk duymadan koşuyor, koşuyordum. Yine iki bacağım olduğunu fark edince gözlerim sevinç yaşlarıyla doldu. Dört yıl önce Vietnam' da yitirdiğim bacağım geri gelmişti. Bedenim sağlamdı, kusursuzdu, yara izlerim yok olmuştu! Düş mü görüyordum? Bir patika boyunca koşuyordum, birden önümde ışıltı saçan gerçek bir kadın belirdi. "Seni uzun süredir bekliyordum Jon Lake" dedi, "Adım Lea." Dile getiremediğim düşüncelerimi yanıtlayarak "İki Jon Lake var" diye açıkladı, "biri 1976'da uyuyor, diğeri burada M.S. 2150 yılı diyebileceğin bir zamanda bu kadar hoşlandığın bir bedenle -senin o eşsiz elektronik varlığını, yani gerçek 'sen'i barındıran astral ya da ruhsal bedeninle yanımda duruyor." "Burada k...

ÖZGÜR DÜNYA GERÇEĞİ ECHELON nedir?

      ECHELON, 5 devletin (ABD, Ingiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zellanda) istihbarat örgütlerinin dünya üzerindeki iletisim sistemlerini denetlemekiçin kurdukları ortak projenin kod adidir. ECHELON projesinin temelleri  1947'deki UKUSA anlasmasıyla atılmıs, ve 1971'de hayata geçmesinden günümüze dek kapsamını ve kullandıgı teknolojileri sürekli genisletmistir. Liderligini ABD Milli Güvenlik Dairesi NSA'in yaptıgı ECHELON'un bugün telefon görüsmeleri, emailler, internet baglantilari, uydu haberlesmeleri gibi akla gelebilecek tüm modern iletisim sistemlerini büyük oranda denetledigine inanılmaktadır.                                                        ECHELON nasıl çalısır?...