Ana içeriğe atla

Kendisini Yok Etmeyen Hiçbir Şey Hakikat Değildir


Hakikat, insanın zihninde bir bilgi kırıntısından ibaret değildir; o, varoluşu kökten sarsan, eskiyi yıkan, sahte olanı çözen bir kudrettir. Bu yüzden hakikat, bir varış noktası değil; sürekli yıkım ve yeniden doğuşun kendisidir.

1. Hakikat: Perdeyi Yırtan Kudret

Hakikat ortaya çıktığında, gölge dayanamaz.

  • Güneşin doğmasıyla karanlık kaybolur.

  • Ateşin alevi karşısında kuru yaprak tutuşur.

  • Bir damla hakikat, okyanus gibi yayılır ve sahteyi eritip geriye yalnızca özü bırakır.

Hakikat böyle bir kudrettir: Onun karşısında yalan, zan, hayal ve kuruntu varlığını sürdüremez. Eğer bir bilgi, bir inanç ya da bir öğreti sahteyi ortadan kaldırmıyorsa, o hakikat değildir; sadece zihni oyalayan bir gölgedir.

2. N e f i s ile Hakikatin Çatışması

İnsanın en büyük perdesi kendi nefsidir.

  • Hakikat insana dokunduğunda, onunla çatışmaya girer.

  • Benliğin kurduğu duvarları parçalar, alışılmış dayanakları yıkar.

  • Bu yüzden hakikatle karşılaşan kişi, bir tür “yıkım” yaşar.

Eğer bir bilgi seni sarsmıyor, katılığını eritip içindeki sahte benliği yok etmiyorsa; o bilgi hakikat değil, yalnızca cilalanmış bir surettir.

Hakikat insana dokunduğunda, insan kendisini yeniden kurmak zorunda kalır. İşte dönüşüm budur.

3. Hakikatin Paradox Yönü

Hakikat sadece sahteyi yok etmez; kendisini de aşar.
Bir mertebede hakikat gibi görünen şey, daha yüksek bir mertebede perdeye dönüşür.

  • Bugün hakikat sandığımız şey, yarın bizi sınırlayan bir kabuğa dönüşebilir.

  • Gerçek hakikat, sürekli kendini yıkan ve yenileyen bir akıştır.

Bu yüzden sûfîler “Hakikate ulaştım” diyene gülerler. Çünkü hakikat sonsuzdur. Ulaşıldığını zannettiğin anda, o “ulaşılan” şey artık hakikat değildir, sadece bir duraktır. Hakikat ise o durağı yıkan yeni bir akışla gelir.

4. Metaforlarla Hakikatin Gücü

  • Hakikat bir ateş gibidir: Gerçeği olmayan her şeyi yakar, ama kendisi kül olmaz.

  • Hakikat bir ışık gibidir: Gölgeyi yok eder, ama gölge onu yok edemez.

  • Hakikat bir deniz gibidir: Ona düşen her sahte biçim erir, ama denizin özü değişmez.

  • Hakikat bir rüzgâr gibidir: Ne kadar kapı kapatırsan kapat, sonunda bir boşluktan içeri girer ve seni bulur.

5. Hakikat ve İnsan

Hakikati duymak, insan için bir yıkım sürecidir:

  • Zihin çöker, benlik erir, alışkanlıklar dağılır.

  • Eski dayanaklar kırılır, sahte güvenlikler yıkılır.
    Ama bu yıkım, yok oluş değil; yeniden doğuşun eşiğidir.

Hakikat seni öldürür ki, seni yeniden diriltsin.
Seni yok eder ki, seni hakiki varoluşla buluştursun.


Sonuç: Hakikatin İmzası

“Kendisini yok etmeyen hiçbir şey hakikat değildir.”
Çünkü hakikat, sahteye dokunmadan geçip gitmez. O, ardında mutlaka bir yıkım bırakır. Ve bu yıkım, insanın en büyük doğuşunun habercisidir.

Hakikat, seni senden söküp almadıkça; sende kendi tahtını kurmadıkça, henüz gelmemiştir.
O geldiğinde, önce senin seni yok eder.
Ve işte o anda, geriye sadece hakikat kalır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AMAK-I HAYAL

Amak-ı Hayâl Yorumlu Özeti (1) Bölüm ..Kemal Gökdoğan SUNU: Kendi döneminin bilim, felsefe ve tasavvuf düzeyinin çok üstünde olan bu değerli eserin daha kolay okunup anlaşılması için farklı bir adaptasyon çalışması yaptık.Satırlarda, paragraflarda ve sayfada anlatılan her fikri açarak özetledik. Zamanınızdan tasarruf edebilmeniz amacıyla, edebi tasvirleri anlamı eksiltmeyecek şekilde ya özetledik ya da çıkardık. Tasavvufçuların anlatım tekniğinde bir harf, bir kelime, bir cümle veya bir kavram ile başlı başına bir kitap teşkil edecek kadar bir konuya kısaca işaret etmek özelliği vardır..Meselâ:Aynalı Baba’nın başına taktığı külah üzerindeki yapışık ayna parçaları;insanın Kâinatın merkezi olduğuna, tüm esmâ ve sıfatları beyninde cem edebileceğine,sonsuz ve sınırsız boyutların her birisinin beynimize iz düşümü olduğuna işaret vardır. Ayna ve teneke parçalarının parlaması, ışığı yansıtması mecazında insan bilincinin (nokta’nın ya da B’nin) holografik bir açılımla sonsuz sınırsız boyutla...

M.S. 2150 Thea Alexander - 1. Bölüm

Dün gece bir başka zamanda - bir başka yerde - bir başka bedende uyandım! Tatlı mavi bir gökyüzünün altında, küçücük bir çimenliğin ortasında yatıyordum. Çıplak bedenim ürperiyordu. Ne hoş bir özgürlük! Ayağa sıçradım, koşuyordum, hiç yorgunluk duymadan koşuyor, koşuyordum. Yine iki bacağım olduğunu fark edince gözlerim sevinç yaşlarıyla doldu. Dört yıl önce Vietnam' da yitirdiğim bacağım geri gelmişti. Bedenim sağlamdı, kusursuzdu, yara izlerim yok olmuştu! Düş mü görüyordum? Bir patika boyunca koşuyordum, birden önümde ışıltı saçan gerçek bir kadın belirdi. "Seni uzun süredir bekliyordum Jon Lake" dedi, "Adım Lea." Dile getiremediğim düşüncelerimi yanıtlayarak "İki Jon Lake var" diye açıkladı, "biri 1976'da uyuyor, diğeri burada M.S. 2150 yılı diyebileceğin bir zamanda bu kadar hoşlandığın bir bedenle -senin o eşsiz elektronik varlığını, yani gerçek 'sen'i barındıran astral ya da ruhsal bedeninle yanımda duruyor." "Burada k...

ÖZGÜR DÜNYA GERÇEĞİ ECHELON nedir?

      ECHELON, 5 devletin (ABD, Ingiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zellanda) istihbarat örgütlerinin dünya üzerindeki iletisim sistemlerini denetlemekiçin kurdukları ortak projenin kod adidir. ECHELON projesinin temelleri  1947'deki UKUSA anlasmasıyla atılmıs, ve 1971'de hayata geçmesinden günümüze dek kapsamını ve kullandıgı teknolojileri sürekli genisletmistir. Liderligini ABD Milli Güvenlik Dairesi NSA'in yaptıgı ECHELON'un bugün telefon görüsmeleri, emailler, internet baglantilari, uydu haberlesmeleri gibi akla gelebilecek tüm modern iletisim sistemlerini büyük oranda denetledigine inanılmaktadır.                                                        ECHELON nasıl çalısır?...