Ana içeriğe atla

Hakikat Bir Evdir


Önsöz

İnsan çoğu zaman hakikati dışarıda arar;
bir dağın tepesinde, bir kutsal metinde ya da bir bilgenin sözünde...
Oysa hakikat hiçbir zaman bizden uzak değildir.
O, hepimizin içinde, sessiz ama diri bir ev gibi durur.
Biz o evin içinde yaşar, odalar arasında dolaşırız —
bazen kaybolur, bazen buluruz.
Ve her defasında anlarız:
Ev hep oradaydı, sadece biz başka bir odadaydık.


Hakikat Bir Evdir

Hakikat bir evdir.
Ve bu ev tektir.
Ne bir zamanda doğmuştur, ne bir mekâna sığar.
O, varlığın temelidir.
Biz, bu evin içinde nefes alır, düşünür, hissederiz.
Ama çoğu zaman bunun farkında olmayız.

Ev, kendi bütünlüğünü koruyarak odalarına ayrılır.
Bu ayrılık bir bölünme değil, bir zenginleşmedir.
Mutfak, banyo, oturma odası...
Her biri aynı evin nefesini taşır;
biri arınmayı, biri beslenmeyi, biri huzuru öğretir.
Hiçbiri diğerinin karşıtı değildir.
Hepsi birlikte evi yaşanır kılar.

Tıpkı varlığın çeşitliliği gibi:
Her form, her hâl, her ses
Hakikatin farklı bir penceresidir.
Su buhar olur, yağmur olur, buz olur
ama hep su kalır.
Varlık da böyledir;
birliği kaybetmeden farklılaşır.


Bölünme mi, Görünme mi?

Biz çoğu zaman farklılıkları ayrılık sanırız.
Oysa görünüşteki ayrılıklar,
Hakikatin kendi içindeki hareketidir.
Bir aynaya bakan yüzler gibi,
sayısız görüntü vardır ama ayna birdir.

Evdeki her oda, aynı çatının altındadır.
Birinden diğerine geçmek, evi terk etmek değil,
bakışı değiştirmektir.
Bu değişim kayıp değil, derinliktir.
İnsan büyüdükçe, evi aynı kalır ama anlamı genişler.


Felsefenin Aynasında

Filozoflar, çağlar boyunca bu “Bir” ile “Çok” arasındaki dengeyi anlamaya çalıştılar.
Platon, her çokluğu bir “asıl”a bağladı.
Spinoza, “Tek bir cevher vardır, sonsuz sıfatla görünür” dedi.
Lao Tzu ise doğunun sade diliyle fısıldadı:
“Bir, ikiye doğurur; iki, üçe; üç, on bin şeye.
Ama on bin şey yine Bir’e döner.”

Bu öğretiler, aynı evin farklı odalarından yankılanan seslerdir.
Biri mutfağında konuşur, biri bahçesinde, biri çatı katında.
Ama hepsi aynı gerçeği anlatır:
Var olan her şey, Bir’in içindedir.


Evin Sırları

Bazen karanlık bir odaya gireriz;
ışık sönmüştür, yönümüzü bulamayız.
O an, bilincin daraldığı andır.
Ama o karanlık bile evin içindedir.
Hiçbir karanlık bizi dışarı atmaz;
sadece ışığın farkına varmamız için bekler.

Perdeyi araladığımızda anlarız:
Işık hiç sönmemiştir, sadece biz başka yöne bakmışızdır.


Sonuç: Birlikte Yaşamak

Evde yaşamayı öğrenmek, hakikatle yaşamayı öğrenmektir.
Her odayı, her hâli, her duyguyu kabul etmek,
birliğin kapısını aralar.
Evin güzelliği, sadece salonun genişliğinde değil,
tüm odaların bir aradalığında gizlidir.

Bölünme sanılan şey, aslında Hakikatin görünme biçimidir.
Ev, kendini bizde, bizimle yaşar.
Ve insan, bu evde yürüdükçe anlar:
Hiçbir yere gitmemiştir aslında —
yalnızca evin içinde,
Hakikatin odalarında dolaşmaktadır.


Kapanış

Hakikat, dışarıda aranan bir şey değildir.
O, zaten içimizdedir;
sadece kapıdan kapıya geçerken
kendi evimizin farkına varmamız gerekir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AMAK-I HAYAL

Amak-ı Hayâl Yorumlu Özeti (1) Bölüm ..Kemal Gökdoğan SUNU: Kendi döneminin bilim, felsefe ve tasavvuf düzeyinin çok üstünde olan bu değerli eserin daha kolay okunup anlaşılması için farklı bir adaptasyon çalışması yaptık.Satırlarda, paragraflarda ve sayfada anlatılan her fikri açarak özetledik. Zamanınızdan tasarruf edebilmeniz amacıyla, edebi tasvirleri anlamı eksiltmeyecek şekilde ya özetledik ya da çıkardık. Tasavvufçuların anlatım tekniğinde bir harf, bir kelime, bir cümle veya bir kavram ile başlı başına bir kitap teşkil edecek kadar bir konuya kısaca işaret etmek özelliği vardır..Meselâ:Aynalı Baba’nın başına taktığı külah üzerindeki yapışık ayna parçaları;insanın Kâinatın merkezi olduğuna, tüm esmâ ve sıfatları beyninde cem edebileceğine,sonsuz ve sınırsız boyutların her birisinin beynimize iz düşümü olduğuna işaret vardır. Ayna ve teneke parçalarının parlaması, ışığı yansıtması mecazında insan bilincinin (nokta’nın ya da B’nin) holografik bir açılımla sonsuz sınırsız boyutla...

M.S. 2150 Thea Alexander - 1. Bölüm

Dün gece bir başka zamanda - bir başka yerde - bir başka bedende uyandım! Tatlı mavi bir gökyüzünün altında, küçücük bir çimenliğin ortasında yatıyordum. Çıplak bedenim ürperiyordu. Ne hoş bir özgürlük! Ayağa sıçradım, koşuyordum, hiç yorgunluk duymadan koşuyor, koşuyordum. Yine iki bacağım olduğunu fark edince gözlerim sevinç yaşlarıyla doldu. Dört yıl önce Vietnam' da yitirdiğim bacağım geri gelmişti. Bedenim sağlamdı, kusursuzdu, yara izlerim yok olmuştu! Düş mü görüyordum? Bir patika boyunca koşuyordum, birden önümde ışıltı saçan gerçek bir kadın belirdi. "Seni uzun süredir bekliyordum Jon Lake" dedi, "Adım Lea." Dile getiremediğim düşüncelerimi yanıtlayarak "İki Jon Lake var" diye açıkladı, "biri 1976'da uyuyor, diğeri burada M.S. 2150 yılı diyebileceğin bir zamanda bu kadar hoşlandığın bir bedenle -senin o eşsiz elektronik varlığını, yani gerçek 'sen'i barındıran astral ya da ruhsal bedeninle yanımda duruyor." "Burada k...

ÖZGÜR DÜNYA GERÇEĞİ ECHELON nedir?

      ECHELON, 5 devletin (ABD, Ingiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zellanda) istihbarat örgütlerinin dünya üzerindeki iletisim sistemlerini denetlemekiçin kurdukları ortak projenin kod adidir. ECHELON projesinin temelleri  1947'deki UKUSA anlasmasıyla atılmıs, ve 1971'de hayata geçmesinden günümüze dek kapsamını ve kullandıgı teknolojileri sürekli genisletmistir. Liderligini ABD Milli Güvenlik Dairesi NSA'in yaptıgı ECHELON'un bugün telefon görüsmeleri, emailler, internet baglantilari, uydu haberlesmeleri gibi akla gelebilecek tüm modern iletisim sistemlerini büyük oranda denetledigine inanılmaktadır.                                                        ECHELON nasıl çalısır?...