- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
“Bir” kelimesi, insan aklının kavrayabileceği en küçük işarettir. Ama bu küçük işaretin ardında, kavranamayan bir sonsuzluk gizlidir. Matematik, “bir”i ölçünün temeli kılar; fizik, “bir” olmadan kanun yazamaz; zihin, “bir” olmadan evreni anlayamaz. Fakat kalp bilir ki: “Bir” yalnızca sayılar arasındaki bir değer değil, sonsuzluğun anlaşılabilmesi için açılan bir kapıdır. Sonsuzluk doğrudan kavranamaz. İnsan bilinci, onu idrak edebilmek için önce bir basamak ister. İşte “bir” bu yüzden vardır: Sonsuzu, somut bir işarete indirerek idrak yolunu açar. Bir besteci, kalbinde sınırsız melodileri hisseder. Ama o sınırsızlığı dile getirmek için, önce tek bir notayı yazar, tek bir söz söyler, tek bir beste yapar. Ve o “bir” beste, aslında sonsuz duygunun somutlaşmış hâlidir. Evren de böyledir: Biz ona “bir” deriz, kavrayabilelim diye. Ama hakikatte o, sonsuzun tezahüründen başka bir şey değildir. “Bir” — işte bu yüzden, hem ölçülebilir bir sayı, hem de sonsuzluğa açılan bi...